25 Şubat 2013 Pazartesi

of of sıkıntılardayım:( küf sorunu!!!



Aslında güzel şeyler yazacaktım size bu akşam,ama maalesef bir derdim var onu paylaşacağım.
Evim denize çok yakın ve elektrikli ısıtıcıyla ısınıyoruz,buralarda nem oranı çok yüksek yazın hiç bir sorun yok evim serin oluyor ve yaz serin serin güzel geçiyor ama kış:( bir de yağmurlar çok fazla olunca evimde sürekli ısıtmadığım odalarda rutubet oluşmaya başladı.Başlarda havalandırdık geçer dedik,rutubetin ardından yatak odamda duvarların köşelerinde küf oluşmaya başladı,neredeyse her gün sildim havalandırdım başlarda koku geçer gibi oldu ama daha sonra bir-iki gün havalandırmadığımda koku gitgide ağırlaştı.

Eşimle kara kara ne yapsak diye düşünmeye başladık,çamaşır suyuyla duvarları,yerleri sildik,havalandırdık,halısını balkona çıkarıp silkeleyip beklettik.Ama ne çare...
Bir gün dolabın içindeki kıyafetlerimizi düzenliyordum dolabın köşesinde yeşillik gördüm,hatta altlarda kalan kıyafetlerde pamuk pamuk beyazlık oluştuğunu ve küf koktuğunu farkettim ve tüm dolabı döktüm neredeyse tüm kıyafetleri yıkadım,yıkanamayan kıyafetleri havalandırdım,dolabın içini sildim ama içim hiç rahat değildi,aşkım gel şu dolabı çekelim dedim o da ya adamlar olduğu yere kurdular onu bayağı da ağır çekilmez o dedi ama ben durur muyum ısrar ettim yardımlaşarak bi sağdan bi soldan yavaşça çektik kiii ne görelim arka ahşabı olduğu gibi yeşil küf olmuş,o kadar ağır bir koku geliyordu ki acayip moralimiz bozuldu,ağzımızı burnumuzu bağlayıp nemli bezle önce kabasını aldık,daha sonra süngerle,cifle ovalayarak sildik.Dolabı yerine çekmedik arkası havalansın diye,her gün camları sabahtan akşama kadar açık bıraktım,kıyafetleri boş odama doldurdum,dolaba yerleştirmedim.
Yine bir gün sabahtan akşama kadar dışarıdaydık eşimle,geldiğimizde yatak odasına girdim ya yine aynı ağır koku odada küf kalmadı,hergün havalanıyor bir gün açmayalım o ağır koku inanılmaz öyle ki artık yatak odamızda yatamaz olduk,sizleri tiksindirmek istemem ama koku rutubet,nem,küf gibi bir şey değildi artık,daha fazlası iltihap gibi kokuyordu sanki :( küçük odamızda koltuğumuzu açarak yatmaya başladık.
Günler böyle geçti dün dedim ki tamam artık odamıza taşınıyoruz,önce kıyafetleri dolaba yerleştirdim,tekrardan süpürdüm sildim toz aldım,nevresim değiştirdim,bir kaç eşyayı baza altına koyacaktım,bazayı açtım kenarları hafif küf olmuş açılan yerde,artık alıştım ya sinirle birlikte sildim güzelce kuruladım bazayı açık bıraktım daha sonra köşesinde de biraz görünce allah allah yoksa altında da mı var dedim,bazanın altını yeni silmiştim ama ahşabına bakmak hiç aklıma gelmedi zaten o kadar eğilemiyor insan ki        karanlık olunca gözükmüyor,biraz dikkatli baktım ki altının ahşabı komple küf olmuş nasıl moralim bozuldu anlatamam eşimi aradım hemen resmen ağlayarak anlatıyorum,bıktım çünkü ne zamandır uğraşıyorum sonuç yine kötü,o kadar sinirim bozuldu ki eşim bırak kalsın yarın birlikte hallederiz dedi.Bugün yatağın başlığını çıkarttık yatağı kaldırıp kenara koyduk,bazaları ayırıp kaldırdık ki altları felaket zaten ağır kokunun bir türlü geçmesinden anlamıştık bir yerde daha küf olabileceğinden ama bazanın ayakları yüksek ee sürekli havalanıyor orada olabileceğini hiç düşünmemiştim...sildik arkasını güzelce havalanıyor öyle duruyor işte odanın hali perişan her yer her yerde moralim altüst yani...
Denize bu kadar yakın olmak iyi değilmiş onu anladım,evimi çok beğenmiştim zaten daha sıfır bina ikinci kiracısıyız önceki de bir kış kalmış sadece,bir daha böyle güzel ev bulabilir miyim bilmiyorum ama ciddi ciddi taşınalım diye düşünmeye başladık,yavaştan araştırıp yaza doğru taşınabiliriz,biraz daha narlıdere,balçova taraflarına gitmeyi düşünüyoruz:( Bakalım allah yardımcımız olsun,o taraflarda bildiğiniz ev varsa yardımlarınızı bekliyorum:))

görüşmek üzere sevgiler...




16 Şubat 2013 Cumartesi

sevgililer günümüz....


Merhaba herkese:)
Aslında biz sevgililer gününü kutlamıyoruz :p Şöyle ki bundan yıllar önce benim sevgilim bana çıkma teklifi etmeye karar vermiş 14 şubatta,sonra yav ne saçma böyle bir emrivaki yapılır mı hiç,kabul etmek zorunda mı hissetsin kendini demiş ve vazgeçmiş.Sonra 20 şubatta daha fazla oyalanırsam bu kız elimden kaçar gider demiş:)) (bana göre;) ve o gün bana çıkma teklifi etti.20 şubat yıl dönümümüz olduğundan sevgililer gününü o kadar büyük anlamla kutlamıyoruz,ilişkimizin başladığı o güzel tarih bizim için daha anlamlı.
Evliliğimizin ilk sevgililer günü olduğundan hadi yine özenelim dedik,güzel bir alışveriş yaptık,eşim bana akşam yemeği hazırladı,kendi elleriyle ama tabi kıyamayıp yine de yardım ettim:)

 Fıstık yeşili kalın keçem vardı,süslemede pek kullanılmıyor kesimi çok zor oluyor.O yüzden bende onu amerikan servis olarak kullanmak için kestim süsledim.


Daha önceden dekor olsun diye sahilden çakıl taşı toplamıştım,sevgililer gününden önceki akşam oje sürdüm sonra internette gezerken nerede olduğunu hatırlamıyorum çok güzel çakıl taşları boyamışlardı,resim yapmışlar üstüne daha önce görmemiştim,,,amannn hemen de özendim ojeyi aldım kalpler,baş harflerimizi çizdim boyadım taşların üstünü,yemek masasını süslesin diye yapmıştım ama unutmuşum koymayı:(



Bu kırmızı kalpli amerikan servisler paşabahçede 12.5tl den 7.5tl ye düşmüş:) hemen kaptım,aşkım hazırlayacağı masa için kullansın diye;)



O gün eşimin evde olması beni çok mutlu etti,sabah ona güzel bir kahvaltı hazırladım,el emeği amerikan servisimi de kullandım:)



O gün İzmir yağmurluydu,aşkımın yemek hazırlığı uzun süreceği için evden de çok uzaklaşmak istemedik,şemsiyelerimizi aldık sahil evimize çok yakın bu yüzden sahilde yürüyüşe çıktık.


Bir hafta önce anneciğim bana kargo göndermiş,başımdaki kırmızı bereyi örmüş bir de siyahını,yelek örmüş ev içinde giyeyim diye bir kaç bişey daha yollamış.Bu kışın modasıymış bu bereler:)) ben alışkın değilim çok takamam ama benim ki bayıldı pek alışkın değil bende bu tarz bere görmeye çok beğendi kırmızı çok yakıştı yeniden aşık oldum ben sana dedi:)



Eşimin emeği soframız:)) bende yardımcı oldum tabi ki ama son hali sürprizdi:))




Bizim evliliğimizin ilk sevgililer günü böyleydi,
Buradan eşime söyleyeceğim birkaç şey var;
Canım aşkım seni çok seviyorum,biliyorum arada yok yere iş bulamıyorum,sıkılıyorum,ailemden uzağım diye üzülerek seni de üzüyorum,ama inan isteyerek olmuyor,ben seni çok seviyorum kaç yıllık aşk bizimkisi her gün daha da çoğalan...daha nice güzel mutlu günlerimiz olucak birlikte inşallah...Aşk dolu nice güzel günlere hayatımın anlamı....

Sevgiler sevgili blogcanlar sizlere de nice güzel aşk dolu günler :))






11 Şubat 2013 Pazartesi

Keçe sevgisi hiç bitmez:))


Bu aralar yine keçeler elimde bazen eşim isyan ediyor,yine aldın eline keçeleri beni yalnız bıraktın diye:) 
O işteyken uğraşayım ben en iyisi:) Aslında başka bir keçe işiyle uğraşıyorum,güzel olursa sizlerle paylaşacağım:)) Bunları yapalı  bayağı oluyor paylaşmak şimdi nasip oldu.

Koridorumdaki japon fenerlerimi kelebeklerle süsledim rengarenk kestiğim kelebekleri silikon tabancası yardımıyla yapıştırdım,böyle daha iyi oldu.




Bir tane FB'li aşkıma bir tane bana kitap ayracı yaptım,içine plastik dosya kapağından kesip,yerleştirip diktim daha dayanıklı oldu;




Böyle ufak tefek keçe işlerinin devamı gelicek,şimdilik bu kadar.
İyi akşamlar,Sevgiler...

4 Şubat 2013 Pazartesi

Pembe Kış Odası İçin Aldıklarım;


Tamam İzmir'in kışı balkanlardan gelen soğuk hava dalgasından çetin bir şekilde etkilenen benim Edirne'min kışına benzemiyor fakat kış yine de kış ya ben üşüyorum,zaten kansızım:(
Evimizin bulunduğu yer İzmir'in tam kıyı boyu diyelim Çeşme tarafına doğru,bu yüzden buralarda kaloriferli ev bulmak imkansız,mecbur herkes klimalarla,ısıtıcılarla ısınıyor.Ufo tarzı ısıtıcılar beni çok rahatsız ediyor,resmen çarpıyor ve baş ağrısı yapıyor.Bu yüzden radyatör tarzı ısıtıcı aldırmıştım aşkıma,çok güzel ısıtıyor sadece belli bir noktayı değil tüm oda sıcacık oluyor ama belirli bir ayarda sürekli açık durması lazım.
Evimin salonu açık mutfak şeklinde yine yüksek derecede çalışınca sıcaklık çok güzel oluyor ama elektrik faturası aldı başını gitti,en son 250tl gelince,dedim ki aşkım bu böyle olmayacak,biz küçük odamızı kurup kışları orada oturalım,tasarruf etmiş oluruz.Başlarda karşı çıktı ya o oda küçücük ben salona alıştım burası daha rahat filan diye ama sonra ikna oldu ve bende araştırmalara başladım:)
Evimizin bu küçük odasının bir duvarına büyük,derin dolap yaptırılmış,faydasını çok gördüm gerçekten henüz açmaya kıyamadığım,kullanmadığım çeyizlerimin hepsi içinde istif halinde duruyor.
Öncelerde sadece giyim odası gibi kullanıyorduk,tek penceresi de olduğundan içinde iki kişi bir saat dursa zaten nefesinden ortam ısınır:)
Araştırmamın en önemli noktası haliyle koltuktu, L koltuk başlarda çok istiyordum ama salona uygun olmaz diye kalmıştı,bu yüzden küçük odama L koltuk baktım,yatılı misafir gelince odayı kullanabilmek için koltuğun güzel şöyle 2 kişilik yatak olması gerekiyordu,bi yandan da kapalı olduğunda çok yer kaplamamalıydı:)
En uygun koltuğu İKEA dan buldum,ee birde tv sehpası,dekorasyona ait bir kaç bi şey de ekleyince alışveriş için İKEA'nın yolu tutuldu:)

Koltuğumuz bu 5 numaralı L koltuk,en uygun boyut bizim için bu oldu,


 Tv sehpamızı beyaz seçtim,
Eeee bir tane beyaz Lake sehpa almadan olmazdı:)
Halı seçmek en zor olanıydı benim için,hem internetten hem mağazalardan bir çok halı markasını didik didik ettim,bazı geceler takılıp kalıyordum internette halı modelleri bakarken,gözlerimi kapatınca halı desenleri görmeye başlamıştım:))
Ya bir türlü istediğim renk tonunda halı bulamadım,yaptığım hata perdemi önceden diktirmek oldu.Toz pembe tül fon diktirmiştim ee halının da fona uygun olması gerekiyordu.İçinde toz pembe bulunan halılarda nedense lila ve koyu mor tonları da vardı,ama ben sadece pembe ve tonlarının olmasını istedim.Sonunda her ne kadar biraz klasiğe kaçsa da bence yarı klasik:) Sanat Halıdan istediğim tonlarda halımı buldum ama çoğu şubesinde yoktu istediğim boyutu,neyse ki ege bölge firmasında varmış sipariş verildi hala gelecek:(



Dekorasyon için ufak tefek objeler de almak lazım ama:)) gül kokulu mumlar,

Daha önce marketten aldığım 2 adetcik bambum için cam vazo,


Bir adet pembe yapay çiçek:)
O yapay çiçek için bir adet pembe vazo:)

Beyaz çerçeve,bir adet düğün fotosu koymak için:)


İşte böyle aldıklarım,düzeni tam anlamıyla kurduğumda odamdan fotoğraflar da paylaşacağım,Pembe odam için ufak tefek kendim de bir şeyler yapıyorum bu aralar onları da yazacağım:))
Sevgiler,,,,görüşmek üzere......




2 Şubat 2013 Cumartesi

Aranıza Cheesecake ile döndüm:))



Merhaba herkese:)
Bu aralar biraz yoğundum sadece sizleri okuyabildim,eşimin muğladan arkadaşları misafirimdi bu hafta,öncesinde temizlik filan yaptım...haa bi de salon,yatak odası ve mutfaktan oluşan evime ek olarak kış münasebetiyle daha fazla ısınabilmek için boş olan küçük odamı dekore etmekle uğraşıyorum,yakında postunu yazacağım..
Mutfakla ilgili yazılar da yazmak istiyorum sizlere,deneyimlerim,biriktirdiklerim çok fazla ama bir türlü yazıya dökemiyorum  açılışı Cheesecake ile yapayım dedim;
Yaklaşık iki yıldır yapıyorum bu tarifi,bayıldığım bu pastayı kendim de yapabilirdim,ama en güzel şekilde yapabilmekdi önemli olan.
Defalarca denedim,haftada iki kez Cheesecake yaptığımı bilirim bizimkiler artık bıkmıştı,başlarda hiç istediğim gibi olmadı ama artık tam kıvamını tutturabiliyorum:)

Portakal soslu Cheesecake'imizin malzemeleri;

Ben sizlere tam malzemelerini vereceğim fakat biz eşimle bitiremiyoruz bu yüzden küçük kalıp seçtim ve malzemelerini tam yarıya indirerek kullandım.
Tabanı için;
2 paket petibör bisküvi (eti burçak da kullanabilirsiniz,güzel oluyor ama çok tatlı gelebilir)
yarım çay bardağı süt
2 yemek kaşığı margarin (50 gr kadar) 


Bisküvileri çok un gibi olmayacak şekilde rondodan geçiriyoruz,sütü ve erittiğimiz margarini ilave edip güzelce karıştırıyoruz.Kalıbımıza koyup bastıra bastıra tabanımızı oluşturuyoruz ve dondurucuya atıyoruz.
Orta bölümü için;
2 paket labne peyniri (300gr kadar)
2 kahve fincanı pudra şekeri
4 tane yumurta
50 gr krema
1 tutam tuz

Öncelikle yumurta aklarını bir kaba alıp bir tutam tuz ilave ederek hızlı ayarda mikserle çırpıp kar haline getiriyoruz.

Başka bir kaba yumurta sarılarını alıp pudra şekeri ile çırpıp labne peynirini ve kremayı ekleyip çırpıyoruz.



Burası çok önemli çünkü cheesecake'imizin kabarması için köpük haline getirdiğimiz yumurta aklarını söndürmeden yavaşça içine diğer karışımı ekliyoruz ve yavaş yavaş spatula yardımı ile karıştırıyoruz.






Buzluktan çıkardığımız kalıbımıza karışımı boşaltıyoruz.Önceden 175 derecede ısıttığımız fırınımızın üst ayarını  kapatarak sadece alt bölümü açarak ve orta bölüme koyarak yaklaşık 30dk kapağını açmadan pişiriyoruz.Sonra kürdan yardımıyla pişip pişmediğini kontrol ediyoruz,kek gibi sert bir kıvamı yok tabi ki ama çıvıklığının tamamen kaybolması gerekiyor.Daha sonra alt ayarı kapatıp,üst bölümü açıyoruz 10-15 dk üstünün pembeleşmesini sağlıyoruz.


Üstünün sosunun yapımının fotoğrafını çekmeyi unutmuşum kusura bakmayın ama hemen anlatıyorum.
Sosu için;
2 bardak meyvesuyu
yarım bardak su
2 kaşık buğday nişastası
Tencereye aldığımız  meyvesuyu ve suyu karıştırıp nişastayı ekliyoruz güzelce eritip daha sonra altını açıp koyulana kadar karıştırıyoruz(çok koyu bir kıvam olmuyor),eğer topaklanma olduysa mikser veya blender kullanabilirsiniz nişasta kesinlikle içinde top top kalmayacak.



Fırından çıkan dinlenen kekimizin üstüne yine dinlendirdiğimiz sosumuzu döküyoruz,bu sos eğer portakal suyunuz güzel süzülmüşse tencerede kaynamaya başlarken şeffaflaşacaktır,ama benimkinin içinde tortuları da var,vişne suyuyla yaptığımızda şeffaflık çok güzel oluyor.


Buzdolabında ben bir gece beklettim,yani servisini sonraki gece yaptım ama siz gündüz yapacaksanız,en az 3-4 saat dinlenmesini tavsiye ederim.Başta söylediğim gibi benim dilimin küçücük çünkü malzemeleri tam yarıya indirdim ve küçük kalıp kullandım size orijinal tarifi verdim,bu malzemelerle orta boy kalıbı kullanabilirsiniz.
Denemenizi tavsiye ediyorum...
AFİYET OLSUN... :))



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...